İnsanımızın dertleri var, sıkıntıları var, sorunları var! | Saadet Partisi
 
   

İnsanımızın dertleri var, sıkıntıları var, sorunları var!

03.6.2020

İnsanımızın dertleri var, sıkıntıları var, sorunları var!

Saygıdeğer basın mensupları değerli vatandaşlarımız öncelikle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Bugün 3 Nisan 2020 Cuma

Bu vesileyle sözlerime  başlarken hepinizin cumasını tebrik ediyorum.

Rabbim bu mübarek günü hayatımızın yeniden normalleşmesine vesile kılsın İnşaallah

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını, ülkemizi de her anlamda çok ciddi olarak etkilemektedir.

Ne yazık ki;  her gün yüzlerce insanımız bu salgına yakalanmakta, onlarca insanımız da hayatını kaybetmektedir. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor, tedavisi devam edenlere de acil şifalar temenni ediyoruz.

Değerli basın mensupları

Daha önce tecrübe edilmemiş bir dönemi yaşıyoruz.

Bunun getirmiş olduğu şaşkınlık endişe ve belirsizliği yaşıyoruz

Gelinen bu noktada;

Sosyal hayat da sorunlarımız var.

Sağlık alanında zorluklarımız var.

Ekonomik hayatla ilgili endişelerimiz var.

Fakat bunlarla beraber, Bu gün üzülerek görüyoruz ki;

Ülkeyi yönetmek isteyen ama hiçbir sorumluluk almayan bir iktidar var

İktidarını korumayı insanını korumaktan daha çok önceleyen anlayışa sahip bir yönetim var

Dediğini yapmayan yaptığını konuşmayan bir iktidar var

Tribüne oynamayı alışkanlık haline getirmiş  bir yaklaşım var

Daha da acısı Bu krizin faturasını milletin ödemesini bekleyen bir iktidar var

Değerli basın mensupları

Bu salgının oluşturacağı ve oluşturduğu sağlık alanındaki sorunları gören ve gereğini yerine getirmeye çalışan ama, sürecin yavaşlatmış olduğu hatta durma noktasına getirmiş olduğu hayatın doğurduğu ekonomik sorun ve sıkıntıları görmeyen ve bu duruma karşılık hiçbir hazırlık ve planının olmadığı anlaşılan bir iktidarın varlığı herkesin fazlasıyla endişelenmesine sebep olmaktadır.

Bu ne yaptığını ve ne yapacağını bilmemezlik iktidarın söz, tavır ve davranışlarına fazlasıyla yansımakta olduğuna şahit oluyoruz

Dün Doların düşmesinide darbenin engellenmesinide  milletten bekleyenler bu günde Krizin faturasını milletin ödemesini bekliyorlar.

İyide her şeyi millet yapacaksa Allah aşkına size ne gerek var

Biz Saadet Partisi olarak, devletin, her bir vatandaşın T.C. kimlik numarasını IBAN numarası olarak kabul edip, 1000 TL nakdi yardımda bulunmasını tavsiye etmiştik; ne yazık ki Sayın Cumhurbaşkanı, her bir vatandaşımıza IBAN numarası vererek, bağış talebinde bulundu!

Millet, devletinden destek beklerken; devlet, milletinden para istedi!

Bu “biz yönetemiyoruz”,”biz beceremiyoruz”haykırışından başka bir şey değildir.

İktidara çok açık ve net bir şekilde sesleniyoruz; bu ağır faturayı millete ödetme hevesinizden vazgeçin!

Bu gün milyonlarca insan, yarın neye uyanacağını öngöremez hale geldi.

Bu ayın sonunu getirebilir miyim, faturalarımı kiramı ödeyebilir miyim soruları insanların zihinlerini her gün meşgul etmekte.

Her an bu konuları düşünmekten  insanlarımız yorgun düştü!

Her bir vatandaşımızın bu zor günlerde devletimizden gelecek bir müjdeye, gönüllerine su serpecek güzel habere, umut ışığına ihtiyacı var!

Tüm gelişmiş ülkeler bir taraftan vatandaşlarının bu süreci sıkıntısız atlatması için için tüm devlet imkanlarını ortaya koyup onları rahatlatırken, diğer yandan herkesin ittifakla kabul ettiği süreç sonrası başlayacak yeni döneme hazırlık ve yatırım yapıyorlar.

Peki siz ne yapıyorsunuz

İnsanımızın endişelerini ve sıkıntılarını gidermek yerine derdini en uygun şekilde ifade eden bir kamyon sürücümüzle uğraşıyorsunuz.

Gerçekten çok ayıp

Gerçekten çok yazık

Gerçekten çok günah

Unutmamak gerekir ki

İnsanını susturmaya çalışmak her şeyiyle bitmiş iktidarların davranış biçimidir.

Görmemezlikten gelsenizde

duymamazlıktan gelsenizde

İnsanımızın dertleri var sıkıntıları var sorunları var

İktidarların en önemli görevlerinden biride çok konuşmaktan insanlarını susturmaya çalışmaktan ziyade onları çok dinlemektir.

Esnafımızı dinlemek lazım

Sanayicimizi dinlemek lazım

İşçimizi, memurumuzu dinlemek lazım

İşsiz, mağdur ve ihtiyaç sahibi insanımızı duymak lazım

Bu gün büyük fedakarlıklarla hizmet veren başta sağlık çalışanları ve  emniyet mensupları olmak üzere herkesi sadece alkışlamak değil, görmek ve ödüllendirmek lazım

Bu süreçde mağdur olanların sesine kulak vermek lazım

Ekonominin temel direği ve can damarı olan esnaflarımızı asla ama asla ihmal etmemek lazım!

Sayın İçişleri Bakanı Covid-19 salgını kapsamında tedbir amaçlı yayınladıkları genelge ile 218 bin esnafın kepenk kapattığını söyledi. Bu sayının dışında yaşından ya da kronik rahatsızlığından ötürü genelge kapsamında olmayıp, dükkanını açamayan  açsa dahi sokaktaki insan sirkülasyonunun azlığından dolayı siftah yapamayan onbinlerce esnafımız perişan haldedir.

Bu durum her geçen gün bir drama, bir trajediye dönüşmekte; esnafımız ekonomik çöküş yaşamaktadır. Yıllardır bu memlekete hizmet eden, vergisini ödemeye çalışan, katma değer üreten devletten bir kuruş dahi almadan ayakta durmaya çalışan esnaflarımız ne olacak?

Esnafımızı doğrudan devletimizin koruyup kollaması gerekirken, onları bankaların eline düşürmek insafsızlıktır.

küçük ve orta ölçekli esnafımızı her zaman olduğu gibi kriz anında bile bu ekonomik yükün altında ezilmelerine izin veriyorsunuz

Esnafı kara kara düşündürtmeyin, bir takım başvurularla onları oyalamayın

Doğrudan kimin ne mağduriyeti varsa karşılayacak destek paketlerini hemen ilan edin

Esnafı koruyamazsak milyonlarca insanımız mağdur olur.

Bugün ki sorunu, sadece şimdiye kadar sosyal yardım alanlara para vererek aşamayız

Bugün bu kriz ortamından dolayı sosyal yardım almaya muhtaç hale gelmiş insanımızı da düşünün

Sayın cumhurbaşkanı yada hazine ve maliye bakanı, her sektörden 1 kişiyi davet etsin ve yaşadığı sıkıntıyı dinlesin…

Ama devasa şirketleri değil, küçük ve orta ölçekli esnaflardan oluşan temsilcileri dinlesinler…

Görecekler ki bu destek paketinde açıkladıkları maddelerin esnafa yeterli faydası yok

Esnaf evde kal dediğin için evde kalır, kalmalı da

Ama yarın evden çıkabilirsin, işini yapabilirsin denildiğinde…

evden çıkabilecek itibarı, yapabileceği işi olması için bugün devlet olarak tam destek olmak gerekir…

Pazar, ekonominin kılcal damarlarıdır. Bu damarlarda kan kalmazsa; işte o zaman hayati tehlikeyle yüzleşmiş olacağız.

Esnaf, kirasını, faturalarını, çalışanlarının maaşını, sigortasını, piyasaya olan borcunu nasıl ödeyecek?

Devletin, kaç gündür kepenk indirmiş esnafa sunduğu çözüm; ”git bankadan kredi çek” demek midir, yoksa IBAN numarası verip, bağış talep etmek midir?

Hiç bir insanımızı, hiçbir esnafımızı ihmal etmemeliyiz,

onlara umut olmalıyız,

dertlerine çözüm üretmeliyiz,

seslerine kulak vermeliyiz.

Milleti yok sayan, dertlerini görmezden duymazdan gelen kibirli, gurura batmış yöneticilerle bu milletin derdine derman olamazsınız.

Değerli basın mensupları

Zannediyorum ki;  bu süreçle ilgili en büyük şanssızlığımız

Berat Albayrak’ın ekonominin başında, Süleyman Soylu’nun içişlerinin başında olduğu bir dönemde girmemizdir.

Adalet sahibi bir devlet özellikle böylesine hassas bir dönemde kendini mağdur hisseden insanına şüpheyle değil merhametle yaklaşır. Sopalı elini değil şefkat elini uzatır.

Birilerine şüphe ve zanla işlem yapanlar bilsin ki, başta kendi partilileri olmak üzere herkes kendilerine, en kritik zamanlarda yapmış oldukları bu patavatsız davranışlarından  dolayı şüpheyle bakmaktadır.

Böylesine hassas bir dönemde

Dost acı söyler kabilinden

Bir dost olarak Uyarıyoruz

Bir vatandaş olarak sesleniyoruz

İnanın Hayat sizin oturduğunuz makamdan göründüğü gibi değil. Kendinize gelin.

Hep beraber izledik çalışma arkadaşları Sayın Cumhur başkanına ta Azerbeycanda muhteşem bir sesle okunan ezanı dinletiyorlar. Ne güzel

Keşke aynı şekilde Sayın cumhur başkanının yanı başında canı yanan derdi olan geleceğe dair endişe taşıyan esnafın, sanayicinin, köylünün, memurun, işcinin, işsizin vs sesinide dinletebilselerdi

Ama Azerbeycanda dün okunmuş ezanı bu gün ispanyada okunmuş diye cumhur başkanına sunma kabiliyetine sahip olanlardan bunu beklemek safdillik olsa gerek

Elbetteki ben bunu söylerken birileri gibi bu yanlışların nedeni sayın Erdoğan değil yakın çevresi demek istemiyorum.

Zira onlarla çalışma tercihinde bulunmuş olan bunun sorumluluğunu üstlenen kendileri

Zaten yaşadıklarımız gösterdi ki Sayın Cumhurbşkanı milletin dertlerini çözmeye çalışanlardan ziyade kendi gözüne girmeye çalışanlarla beraber çalışmayı daha çok seviyor.

*Şair’in ifadesiyle; “Eğer şimdiye kadar başımıza gelenler bize bir şey öğretmediyse, bundan sonra bildiklerimiz hiç işe yaramayacaktır.”

Diyor hepinizi Allaha emanet ediyorum.